9/08/2012

Doktorlar

Bazen takımdaki personele oyuncular kadar önem vermiyoruz. Bu durum bazen bizi zor durumlara düşürebiliyor.

Bugün doktorlar hakkında küçük bir not düşmek istiyorum;

Eğer doktorunuzun seviyesi düşükse sakatlıkların uzun süreli olması çok daha olası. Ancak oyuncunuz bir kez sakatlandıktan sonra doktorunuzun seviyesini yükseltmeniz bir işinize yaramaz. Bazı oyuncular sakatlanan oyuncularının ardından personel alışı yapıyor. Halbuki bunun sakatlanan oyuncu için bir katkısı yok.

Sakatlanmamış oyuncuların daha az sakatlanmasını sağlıyorlar o kadar. Küçük bir ayrıntı ancak takımının maliyeti ile ilgilenen arkadaşlar için faydalı olacağını düşündüm.

6/07/2012

Maç Motoru

 Bazen en başa dönmek faydalıdır. O yüzden temel bilgiye geri dönüyoruz.

Takım kurgunuzu oluştururken size yardımcı olmak için maç motorunun genel işleyişi hakkında ufak tüyolar vermek istiyoruz.

Aslolan şudur ki; skor kutusu veya maç raporunda gördükleriniz, sahada olanların sadece küçük bir kısmını yansıtır. Bunu radyodan maç dinlemeye benzetebiliriz.

Maç motorunun merkezi, hücum ve savunmanın işleyişidir. Genel mantığa göre, hücum eden takım sayı bulmak için birçok fırsat yakalar. Bu fırsatların hangi tipte olacağı ve kalitesi, takımın uyguladığı hücum planının ve oyuncu eşleşmelerinin bir bileşkesidir. Bir oyuncu yakaladığı pozisyonun şut denemeye değip değmeyeceğine karar vermelidir… tabii ki bu da birçok değişik faktörden etkilenir… hücum süresi, oyuncunun tecrübesi, maçın o anki skoru, takımın o dakikaya kadar kullandığı şutların kalitesi, hücum planı, ya da takımın çaylak şutör gardının basketbolu koçtan daha iyi bildiğini düşünmesi gibi.

Size sunduğumuz hücum şemaları iki şeye göre kategorize edilir, hız ve odaklanma. Hız ya yüksek olur, ya normal, ya da düşük. Odaklanma ise içeri, dışarı veya normal olabilir. Daha hızlı bir hücum, takımın şut kalitesinde standardını biraz düşürmesi ve topu daha hızlı rakip potaya götürmesi manasına gelir…tabii ki bunun sonucunda maçta daha fazla pozisyon olur. Yavaş bir hücum ise bunun tam tersidir. İçeri odaklanma potaya yakın pozisyonlardan kullandığınız şutların kalitesini artırırken, uzaktan kullanılan şutların kalitesini düşürür. Aynı zamanda yakın mesafeden daha çok şut kullanmanıza sebep olur. Dışarıya odaklanmada da mantık aynıdır ama uzak mesafe şutlar için. Genelde bir taraftan kazandığınızdan fazlasını öteki taraftan kaybedersiniz, bu yüzden gerçekten belli bir bölgenizin diğerine ağır bastığına inanıyorsanız bu odaklanmayı kullanmalısınız.

Tabii ki takımnızın başarısı birçok farklı faktöre de bağlıdır. Sözgelimi, oyuncularınızın takım arkadaşlarına fırsatlar yaratması. Ofansif gidişiniz ne kadar yüksekse kullandığın şutlar o kadar kaliteli ve asistli olur. Benzer şekilde ribaundlarınız ne kadar kuvvetliyse rakibinizin şut fırsatlarının sayısını o kadar azaltır, kendinizinkini artırırsınız. Top kaybınızı azaltmak ve rakibinizi top kaybına zorlamak da bir o kadar önemlidir. Top tutmanız ne kadar iyiyse, dışardan defansınız ne kadar güçlüyse, ve şut sokmakta ne kadar başarılıysanız (çünkü sayı bulmanız ne kadar uzun sürerse, topu kaybetme ihtimaliniz de o kadar yüksektir) bu alanda o kadar başarılı olursunuz. Tam saha pres yapmak rakibinizin top kayıplarını çok artıracaktır ancak rakibinizin top tutması iyiyse bedava basketler bulacaklardır.

Koçunuz oyunun gidişatına göre maç içinde düzenlemeler yapar. Eğer içerden rahat basketler buluyorsanız oyuncularınıza daha fazla pota altından oynamalarını söyler. Eğer rakibiniz pota altından çok sayı buluyorsa, oyuncularınızdan post bölgesinde ikili sıkıştırma yapmalarını ister. Ancak, koçunuz takımın maça başladığı taktikten farklı bir taktik uygulamasını istiyorsa, bu taktiği maç başında sizin vermenizden daha az etkili olur (mesela, halihazırda 2-3 zone oynuyorsanız, koçunuz oyunculara pota altında daha fazla mücadele etmelerini söylediğinde çok daha etkili olur). Maç başında verdiğiniz taktik ideale ne kadar yakın olursa o kadar iyi olur, çünkü koçunuzun maç içinde yapabileceği değişiklikler sınırlıdır.

4/04/2012

Akıllara Zarar Oyuncular #14

Hepimiz bol yetenekli oyuncuları seviyoruz. Ben özellikle kısaları daha çok seviyorum. Karşınızda takımınızın sürücü koltuğuna göz kırpmadan koyabileceğiniz bir oyuncu. İster sabırlı ol oynayın ister hareketli, hücumda her şekilde sizi taşıyabilecek bir isim. Savunmada ise tüm rakiplerinizi durduracak kadar etkili. Daha ne olsun?