12/18/2009

Akıllara Zarar Oyuncular #2

Akıllara zarar oyuncular bölümümüzün konuğu ilk amacı savunma ve assist olan bir oyuncu. Ne kadar solid bir oyunkurucu olarak görünse de top sürme özelliklerinin biraz fazla kaçmış olması ve hiç skor opsiyonunun bulunmaması onu yanlış bir adam konumuna sokmuş..

Maaşa aldanmamak gerekiyor. Bu savunma bu maaşın sadece 2/3ünü hakediyor.


12/02/2009

IVERSON PHILADELPHIA'DA

Sonunda dün akşam hayırlı haberi aldık. Philly yöneticileri A.I. ile anlaştı. Iverson 3 yıl aradan sonra tekrar Sixers'ta. E en mantıklısı da buydu. İstediği kadar oynasın. Bırakacaksa da burada bıraksın.

IVERSON ÖZEL "Bir Efsane Bitti (mi?)"






Iverson dünya çapında basketbol ile ilgili olup olmayan herkesin bildiği, büyük oyuncu. Hayat hikayesi, kişiliği, oyun tarzı ve fiziği ile bir o kadar da ilgi çekici birisi. Bu yazıyı yazarken aslında biraz da yaşlandığımı hissediyorum, çünkü onu ilk izlediğimde sene 1997 idi ve ben daha çocuk denilecek bir yaştaydım. Geçen hafta takımdan ayrıldığını duyduğumda çok üzülmüştüm. Ardından NBA'deki takımlardan hiç birisinin teklif götürmemesini de yadırgamıştım. Yaşlanmış olabilirdi ama bir efsane her zaman efsanedir ve şu anda pek çok takımın A.I. gibi bir oyuncuya ihtiyacı var başta skor sıkıntısı çeken Chicago ve çok yumuşak bir takım olduğu konuşulan Toronto gibi. Neyse ki geçen gün biz böyle şeyleri düşünürken eski takımı Philedalphia ile görüşmüş. Sonuçlar ne olacak, geri dönecek mi bilmiyoruz ama onun için böyle bir hatıra dosyası açmak istedim.
--------
Wikipedia : Allen Iverson
Allen Ezail Iverson (7.Haziran.1975) Boyu 1.83 cm, kilosu ise 81,6 kg'dir. Kendisine özel üretilen Reebok marka ayakkabıyı giymektedir. Lakabı "The Answer"dır.2008-2009 Sezonunun başında Detroit Pistons'a takas olmuştur. NBA'de oynayan en popüler oyunculardan biridir. Birçok rekoru vardır. Dört kez NBA sayı kralı olmuştur. Kariyer sayı ortalaması 27,7 sayıdır (Wilt Chamberlain ve Michael Jordan'dan sonra üçüncü sıradadır).


Yaşamı 
Annesi, kendisine henüz 15 yaşında gebe kalmış ve NBA'de oynarken (1997) Sixers'ın yıldızı Iverson'un babası sevgilisini bıçakladı haberleri patlak verene kadar babasından haber alamamıştır.Hayat standardı NBA'ya girene kadar açlık sınırında kalmış,her şeyiyle ilginç bir NBA yıldızıdır.






Futbol onun ilk gözağrısıydı. Basketbola ise annesinin zoruyla basladı. Lisede okulun hem Amerikan Futbolu takımında hem de Basketbol takımında yer aldı. İki takımda da eyalet şampiyonluğu yaşadı ve Virginia' daki liseler arasında en değerli sporcu ödülünü aldı.
Arkadaşlarıyla birlikte şampiyonluğu kutlarken ırkçı bir grupla çıkan kavga sonucu çete kurmak suçlamasıyla tutuklandı. Kavganın çıktığı bowling salonundaki kameralarda görüntüsü çıkmamasına rağmen, hakimin davalılardan birinin yakını olmasından dolayı 5 yıl hapse mahkum edildi. Kamuoyundaki yoğun baskılar sonucu cezası ağır ceza kapsamından çıkarıldı ve 4,5 ay sonra özgürlüğüne kavuştu. Dönemin eyalet valisinin (Doug Wilder), eyalet tarihinin ilk siyahi vali olmasının bu kararda etkili oldugu söylenir. Keza Iverson valinin özel af talebiyle hapisten çıkmıştır. Bu kavga ve sonrasındaki hapis dönemi Allen Iverson'a birçok üniversitenin yolunu kapatmıştır.

NBA Kariyeri


Iverson, 1996 NBA Draftı'nda Philadelphia 76ers tarafından birinci sıradan seçilerek NBA' e ilk adımını attı. O yıl ki draft NBA tarihinin en iyi draftı olarak gösterilmekteydi.
Şu ana kadar ki NBA kariyerine 1 sezon MVP'liği, 4 sayı krallığı, 1 NBA finali, 2 allstar MVP'liği ve sayısız ayın,haftanın, ve maçın oyuncusu ödülü sığdırmıştır. 2005 yılında Orlando Magic'e atmış olduğu 60 sayıyla kariyer rekorunu kırmıştır. Kariyer asist rekoru 16, blok rekoru 3, top çalma rekoru 9,ribaund rekoru 11 dir. Kariyerinde beş kez triple double yapmıştır. Ancak Iverson kariyeri boyunca idman ve savunma kelimelerinin basketbolun bir parçası olduğuna inanmamıştır. Maç öncesi gerdirme hareketlerini hiçbir zaman ciddiye almadığını söylemiştir.
2004'de ABD Milli Takımı ile İstanbul'da hazırlık maçı için sahaya çıktığında Türk Milli Takımı kadar alkış almış, yaklaşık 500 Iverson formalı seyirciyi görünce inanamamış ve "herhalde sponsor firma dağıttı veya biri şaka yapıyor" demişti.
Adıyla özdeşleşen Philadelphia Sixers takımı için 2007 yılının ortasına kadar oynamıştır. Nba'de geçmişinin verdigi gazla takındığı asi tavrı yüzünden ya çok sevilen ya da çok nefret edilen bir oyuncu olmuştur. Rap ile de özdeşlestiği için Philadelphia da ilah seviyesinde sevilmektedir. Iverson GM'i Billy King'in aldığı yeniden yapılanma kararı doğrultusunda servet denilebilecek bir karşılıkla Denver Nuggets'a gecmiştir. 2008-2009 sezonunda ise Detroit'e C. Billups, Cheikh Samb ve Antonio McDyess karşılığında takas olmuştur.Ama McDyess denver'da önceki gittiğinde sorun yaşadığı için gitmemiştir.Ve samb kadroya bile alınmıyor maçlarda tek işi antreman.Yani bu AI ve billups takası olmuştur.Allen Iverson Detroitte bazı başarılara imza atmıştır.Ama herzaman Denverı birazdaha sevdiğini söyler.
---------
Pek çok şeyin dışında Iverson'ın en büyük özelliklerinden bir tanesi de genç oyunculara ilham vermesiydi. 99 ve 2000 senelerinde onu izleyen basketbol oynayan her çocuk onun gibi crossover yapmak isterken, bizler de 183 santimlik Iverson'ın ki NBA standartlarında gayet kısa, yaptıkları hepimizi şaşırtmaktaydı. 


Şu an da neredeyse her 4 NBA oyuncusundan birinin takmış olduğu ve bir nevi ben yıldızım imajı veren kolundaki uzun sleeve'i de ilk Iverson dünya basketboluna tanıtmıştır. Oysa ki o bunu bir sakatlık sonunda takmaya başlamıştır. Siz tahmin edin nasıl bir ilham kaynağı olduğunu.


Kendisi bir mektup ile NBA'e veda etmiş olsa da Philedalphia ile görüşmüş olduğunu biliyoruz ve umuyorum ki Philly ile anlaşır da salonlarda oynayabildiğini düşündüğü kadar onu ait olduğu yerde görürüz. A.I'ın da dediği gibi, "hala üst düzey basketbol oynayabileceğimden eminim".

Ben de eminim.
- Erdem










11/25/2009

Akıllara Zarar Oyuncular

Yeni bölümümüz 'Akıllara Zarar Oyuncular'da her ay bir oyuncuyu yayınlayacağız. Böylece piyasada neler varmış yokmuş anlayacağız. Umarım oyuncu yetiştiren arkadaşlara da enteresan örnekler olacak.

Yeni bölümün ilk örneği Paul Wendon, Kanada milli takımından. Fotoğrafını çektiğimiz sırada $9.999.999'dan transfer listesindeydi. Satılma gibi bir beklentisi yok tabi ki.


11/22/2009

Söyleşi : Extraño Niño

Bugün Extraño Niño ile birlikteyiz. Kendisi daha önce Kıbrıs U-21 takımının başındaydı. Şimdi Türkiye U-21 takımının başında. Biz de onun bu başarısını takip ediyoruz. Evet fazla söze gerek yok, başlayalım.

-Selam Cihan'cim hos geldin. Öncelikle tebrik etmek istiyorum. Sonunda TBL'ye çiktin ve besinci sirada TBL'de tutunacaginizi göstermis oldun. Bununla birlikte U-21 takimimizda çok iyi seviyede. Nasil zor oluyor mu ikisi bir arada?

"Hoşbulduk, teşekkürler Erdem sonunda talihsizliğimizi kırıp TBL'ye çıktık sezon benim için fena başlamadı ancak yeni motorun içeri odaklı taktiklerin kalitesini düşürmesi beni takımda değişiklik yapmama neden oldu yinede 5. lik fena değil ilk sezonda. U21'e gelirsek işin açıkçası ikinci takımım gibi oldu diyebilirim benim için pek bir zorluğu kalmadı gözlemcilerimiz sağolsun.."

-Simdi istersen herseyin basladigi yere dönelim. U-21'e seçilmeden önce planlarin nelerdi? Neler yapmayi istiyordun?

"Beni tanıyorsun kaybetmeyi sevmem, elbette kupa kazanmayı istiyordum ancak takımın durumu pek iyi değildi zaten seçilmeden önce ilk sezonda başarı gelmeyeceğini söylemiştim. Öncelikli hedefim bir gözlem ekibi kurup milli olma potansiyeli olan oyuncuların 18 yaşından itibaren bizim istediğimiz şekilde antrenman almalarını sağlamaktı ve bu olay rayına oturdu diyebilirim 11. Sezonda U21 takımını iyi takip edin :)"

-Biz istediklerimizi aliyoruz U-21'den bu durum senin için de geçerli mi?

"Bende genel olarak durumdan memnunum ancak şu anki durum beni tatmin etmiyor. Bu sezon takım ilk defa Avrupa Şampiyonası' nda gruptan çıktı ve Dünya Kupası' nda yer almayı gerçekten çok istiyordum ancak şanssız Finlandiya maçı şansımızı azalttı. Eğer sizler memnunsanız mutlu olurum ancak ben kolay kolay tatmin olan biri değilim daha fazlasını istiyorum :)"

-U-21'de herkes takiminin en yetenekli oyuncularindan birisi. Peki senin olmazsa olmaz diyebilecegin bir adam var mi? Varsa kim ve neden?

"Hımm.. Gerçekten zor bir soru eğer bu sezon için konuşacak olursak Tamer ve Fehmi kilit oyuncularımız, Tamer takımdaki skorerimiz ve onun performansı takımın oyununu direk etkiliyor Fehmi ise içerideki sağlam savunmasıyla olmazsa olmazım."

-Yakin zamanda seçimler olacak tekrar aday olmayi düsünüyor musun? Olacaksan bizleri gelecekte nasil bir takim bekliyor?

"U21 takımı için tekrar aday olmayacağım ancak burada görevimi tamamladıktan sonra belki 1 sezonluk arayla A takım için aday olabilirim."

-Yeni sezonun en çok konusulan ismi kim olacak?

"Kesinlikle yeni yıldızım ve U21 oyuncum Taner Yan olacak."

-Istersen simdi de Gunners hakkinda konusalim. Gunners'i TBL'ye çikaran baslica faktörler nelerdi? Iyi transfer, 2.ligin küme yapisi vs. ?

"Kesinlikle kadronun diğer takımlara göre bariz üstünlüğünün olmasıydı, iyi transferler ve rakipleri oranla geniş kadro ancak çıkaran faktörden çok tam 3 sezon playoff öncesi Yaşar' ı sakatlanan ve 3 sezon önüme barikat kuran çıkaramayan faktör IIIusive'in TBL yolcusu olması :) TBL'ye çıkınca farkına vardığım bir nokta ise 2. liglerin kesinlikle çok zayıf olduğu, umarım aradaki fark bir an önce kapanır."

-Saldiray nasil bu aralar TBL'den memnun mu? :)

"Hiç sorma yahu keyfi çok yerinde burada üçlük atmanın tadı başka diyor :)"

-Senin gibi birisi mutlaka TBL'de sampiyonluk istiyordur. Ondan sonra da BBB gelecektir. TBL sampiyonlugu ne zaman?

"Kesinlikle istiyorum ancak bunun için en az 3-4 sezon daha TBL'de ekonomi yapmam gerektiğini düşünüyorum çünkü önümüzde bir galatasaray gerçeği var sonrasında HucJiaB ve Uludağ onlarda boş durmayacaklar yani pek kolay olmayacak."

-Umarim yakin zamanda seni TBL sampiyonu olarak görürüz. Senden sonra U-21 Milli takimini yönetmek isteyen ve yeni baslayan kullanicilara nasil tavsiyelerde bulunabilirsin?

"Aminnn :) U21 için aday olacaklara tavsiyem iyi bir seçim konuşması ve boş olmayan vaatler vermeleri elbette bu seçim sürecinde geçerli sonrasında ise seçilir seçilmez kadroyu 18 oyuncu ile doldurmamaları, milli takıma olan ilgiyi artırmaya çalışmaları ve planlı bir şekilde gençleri takip etmeleri. Yeni kullanıcılara tavsiyem ise oyuna başlar başlamaz kuralları ve yardım forumundaki başlıkları okumaları sonrasında ise kendilerine bir antrenman planı ve strateji belirlemeleri, oyuna başlar başlamaz gereksiz transferler yapıp bütçelerine zarar vermemeleri, forumları kullanmaktan ve soru sormaktan çekinmemeleri."

-Katıldığın için teşekkür ederim.
"Ben teşekkür ederim."

11/01/2009

İtalya U21'in seçimi Princeton

Princeton konusunu yazarken uygulanmasının ne kadar zor olduğunu belirtmiştim. Ve ancak üst düzey klüplerin bu taktiği kullanabileceğini üstü kapalı ima etmiştim. İtalya U21 takımı da bunu bize göstermek istercesine önce Kıbrıs ardından bizle oynadıkları maçlarda 'princeton' oyun anlayışı ile çıktılar.

Ve sonuç bizim için üzücü oldu.

10/31/2009

Arya Eagles (56745) R.I.P

Buzzerbeater öyle bir oyun ki, insanlara bazen gerçek olsa ne yapardık acaba dedirtiyor. İnsan hırsını körükleyen ama bir o kadar da yenilgilerin ardından sinir krizleri geçirten bir oyun. Biz bu oyunu çok seviyoruz. Ancak herkes bu strese alışık değil.

İran'dan bir dostumuz da bizim Türkiye'de gerçek hayatta kaybeden hocalara uyguladığımız cezayı kendisine uygulamış. Esasen çok iyi biri olmasına rağmen hırsına yenik düşen LA-KaDous (Hamid) önce Buzzerbeater'ın En iyisi kupasında ve ardından da Ülke kupasında ikisinde de yarı finalde olmak üzere elenince oyunu bırakma kararı almış. Halbuki Arya Eagles pek çok mucizeyi gerçekleştirmeye yaklaşmış bir takımdı.

Gitmeden önce takımı komple satan Hamid'in son transferleri ise aşağıda :
Oyuncu-----------------------Fiyat
Steven Van Steenbergen___$ 1.591.900
Khashayar Ghahremani____$ 1.914.700
Łukasz Gumienny_________$ 106.200
César Berrocal___________$ 27.000
Nicolai Solomonoff_______$ 5.000
Mehdi Gorgani___________$ 1.332.900
Shlomi Aboo_____________$ 4.005.100
Kamran Bibak____________$ 4.607.000
Pasha Alavi_____________$ 6.747.100
Maziar Hejazi____________$ 7.314.400
Keyvan Mansourian_______$ 7.577.100
Odair Couto Gomes_______$ 6.678.300
Atila Mahdavi___________$ 5.195.800
Kudret Solin____________$ 5.930.200
TOPLAM_________________$53.032.500
Son Olarak;
Pek çok kişi ona bol şans diledi, bende burdan diliyorum. Ve kendisinin alıntı yaptığı Pink Floyd şarkısı ile bu yazıyı noktalıyorum.

Goodbye, cruel world;
I'm leaving you today;
Goodbye,Goodbye,Goodbye.


Goodbye, all you people,
There's nothing you can say to make me change my mind;
Goodbye.

10/23/2009

Princeton #2 Advanced

Bugün Princeton oyununu detaylıca inceleyeceğiz. Buzzerbeater dünyasının kara listesine alınmış ve çok az menecerin kullandığı bu taktiği araştıracağız.

Öncelikle taktiği genel olarak özetliyelim isterseniz.
- Pota altı ve üçlük çoğunluklu olarak kullanılır.
- Düşük hız.
- Daha az 2 sayılık jump shotlar.

Düşük demesine siz aldanmayın. Aslında oynanan oyun sürat isteyen bir oyun olsa da kullanılan şut sayısı az olduğu için klavuzda 'düşük' hız diye geçiyor. Oysa ki taktiğin gerçek versiyonunda hücumdaki takım sürekli olarak topu dolaştırarak boş şut imkanı bulmaya çalışıyor.

Giriş yazımızdaki linklerde Eric Snow ve Eddie Jordan bunu gösteriyordu zaten. Top sürekli dolaşması demek daha çok pas yapılması demek, oyuncuların hücum içinde sürekli pozisyon değiştirmesi yani boş tarafa kaçmaları demek kondisyon ihtiyacını ortaya koyması demektir.Aynı zamanda 2 sayılık şutlardan çok 3 sayılık ve pota altından şutların kullanılması, uzaktan şut ve şut menzilinin önem kazanmasını sağlıyor. Aynı zamanda içerden oynayacak olan oyuncuların hem pas hem de içeriden şut özelliklerinin lig seviyesinde olmasını gerektiriyor.

Kısaca princeton oynayacak takımların oyuncularının belli başlı yeteneklere ihtiyacı var. Bunlar : pas verme, kondisyon, (mevkisine göre) içeriden şut veya uzaktan şut+şut menzili.

Bunun dışında kadro yapısı genel olarak çok iyi skorer bir pivotun olduğu, diğer 4 kişinin uzaktan şut atabilecek ve de ribaunda katkıda bulunabilecek isimlerden seçilmesi gerektiği düşüncesindeyim.

Peki neden bu taktik kullanılmıyor?
İşin aslı yüksek kalitedeki takımlar için bile uygulanması zor bir taktik. İstediği oyuncu kriterleri her pozisyon için olması gerekenler. Yani bir oyuncu korkunç pas ve kondisyon olunca şut kalitesi düşüyor sayı yapılamıyor. Hayliyle zor bir taktiğin motor açısından hesaplanması da zor. Abidik gubidik şutlar seyrediyorsunuz sonra. Düşük ligler için hiçbir şey demiyorum, onların zaten kadro sıkıntıları yüzünden uğraşabileceği bir şey değil.

Ne avantajı var?
Şu anki defans setleri ile durdurulması çok zor bir taktik. Ancak adam adama savunmanıza güveniyorsanız durdurabileceğiniz bir taktik. Çünkü 2-3 çıkarsanız çok üçlük yersiniz 3-2 çıkarsanız paslar içeriye yönelir. Ancak motor gafletinden ötürü ve de uygulayan takımların da tam kadro gereksinimi karşılamadığından dolayı şimdilik tehlikeli değil.

Son Söz
Motor güncellemeleri ile düzeltilmezse princeton BB camiasında bir üvey evlat olmaya devam edecektir. Ancak iyi bir güncellemeden sonra princeton oynayan takımlar göreceğimizi düşünüyorum. Ve kadro yapılarından dolayı hiç bir Türk takımımıza önermiyorum.

9/22/2009

Söyleşi : Bağkur Hoca

Blogumuzda taktik ve takım yönetimi dışında oyunda yeni olan arkadaşlara oyunu uzun süredir oynayan ve takımları tanınan bilinen kişiler ile yapacağım söyleşiler ile yardımcı olmayı planlıyorum.

Bundan sonra olabildiğince forumlarda gördüğünüz ya da ara sıra sohbet etme imkanı bulduğunuz kişiler ile takımları ve oyunlara bakışları hakkında konuşacağız. Umarım sizler de eğleneceksiniz.

İlk söyleşimizin konuğu Bağkur hoca, kendisi üstün defans anlayışı ile tanınan ve Türkiye'nin en zorlu deplasman takımlarından birinin başında. Evet şimdi isterseniz sizi bekletmeyelim de konumuza dönelim..

Ben_ Selam hocam.
Bagkur Hoca_ Selamlar Erdemcigim,

- Nasilsiniz keyifler nasil?
- Keyifler gayet iyi, nasil iyi olmasin ki? Ligde dolu dizgin gidiyorum. Gelene hoşgeldin, gidene güle güle. :) TBL'deki takimlar önümüzdeki sezonlarda baslarina nasil bir belanin musallat olacaginin hâlâ farkinda degiller. Geçen sezon Ömer'i U21 yapmistim. Bu sezon da Tufan'i U21 yapmayi basardim. Devami elbette gelecek. En geç 2 sezon sonra bu iki oyuncumu da A Milli yapmayi hedefliyorum. Beni izlemeye devam edin..:)

- Hücum ve savunma arasindaki tercihinizi neden savunmadan yana kullandiniz?
- Savunma bir takimin belkemigidir. Aydin Örs'lü Efes Pilsen'in basarilariyla büyümüs biri olarak baska bir tercihte bulunmam beklenemezdi sanirim. Bu tercihimin ne kadar dogru oldugunu, özel ligde benden çok güçlü takimlarin en ideal kadrolarina karsi elde ettigim galibiyetler daha net ispatliyor ama bu oyun o kadar komplike ve karmasik ki, basarili olmanin birsürü yolunu bulabilirsiniz. Ben bu yollardan defansif takim alternatifini seçtim hepsi bu. Bir sekilde sayi bulursunuz ama savunma özelliginiz yeterli degilse "bir sekilde" savunma diye birsey yoktur. Ya attiginizdan daha fazla sayi yer yada bol bol faul yapar durursunuz. Hele bir de hücumda en güvendiginiz oyuncu sürekli faul problemine girerse, eglenmek için oynadiginiz bu oyun sizin için iskenceye bile dönüsür. "Ben bu oyunu her maç en az 120 sayi atmak için oynuyorum, kazanmak o kadar da önemli degil benim için" diyenlere sözüm yok tabi.:)

- Takimi kurarken defans yapisinda tercih ettiginiz oyuncu tipi nedir? Hangi özelliklere önem veriyorsunuz?
- Kesinlikle iç ve dis defansi yeterli olmali. Bendeki Uzun Forvet Dan Hertz'de bile güçlü dis defans var. Bu durum baskalarina fantastik gelebilir ama dis defansi rakibinin top tutmasindan daha yüksek bir oyuncu, karsisindaki oyuncunun elinden topu kolayca çalabilir her zaman. Play-off finali 3. maçinin son topunu evsahibi takim kullanacak ve sen deplasmanda tam saha pres çiktigin bu maçta 1 sayi öndesin, Efsanevi iç suta ve korkunç top tutmaya sahip rakip UF smaca gidip tribünleri bayram yerine çevirmek için hazirlik yaparken o da ne?? UF Dan Hertz son saniyede çocugun elinden oyuncagini alir gibi rakipten topu çaliyor!! Tribünler sokta, donup kalmis herkes! Bütün bir sezonun emegi, Dan Hertz'in bu topu çalmasiyla sampiyonluga dönüsmüs! Bu keyfi ekran basinda canli yasadigini ve aldigin hazzi bir düsünsene! Ben bu adamin heykelini dikmeyeyim de ne yapayim simdi? Helali hos olsun ona vermek için didindigim ama onun almamakta direndigi baski kur antrenmanlarinda bana çektirdigi eziyetler!.:) Pota alti oyuncularinin top tutma özelliklerinin çok düsük oldugunu düsünürsek, dis defansi yüksek pota alti oyuncusuna sahip olmanin önemi bir kat daha artiyor. Böylece topunu çaldigi oyuncunun kendisinden kat kat fazla iç sutu olmasinin da pek bir önemi kalmiyor çünkü bilindigi üzere bu oyun topla oynanir. Top sürekli rakipteyken süper iç-dis sutörlerinizin ne anlami kalir ki?..:) Defanslardan sonra pas özelligi en fazla önem verdigim diger özellik. Bu özellikler benim yedek oyuncularimda bile fazlasiyla var. Bütün oyuncularim iç-dis savunma yapsin, pas verebilsin yeter, herkesin sut atmasina gerek yok, birkaç oyuncum sut atsa yeterli.

- Iç defans mi dis defans mi? Neden?
- Tabiki dis defans. Bende bu dis defans olayi artik bir paranoya halini almaya basladi desem yeridir. Takima yedek pivot alirken bile iç sutu ve ribaundundan önce dis defansi olup olmadigina bakiyorum. Daha önce dedigim gibi top sizde oldugu sürece, her zaman sayi atamasaniz da en azindan sayi yeme olasiliginiz sifirdir.:) Bunu saglamanin yolu da dis defansi rakibin top tutmasindan yüksek oyunculara sahip olmaktan geçiyor.

- Antreman programini neye göre sekillendirdiniz ve en çok hangi antremanlari uyguladiniz?
- Oyun felsefem önce durdur sonra vur oldugu için dogal olarak dis ve iç defans antrenmanlari agirliktaydi antrenman programlarimda. Daha sonra KF-UF mevkiine uzaktan sut ve içerden oynayan bir takim oldugum için arada bir kisalara tek mevki iç sut antrenmanlariyla takimin sutunu da bana maç kazandiracak seviyeye getirdim. Takimin kondisyon ve serbest atis eksigini ise mevcut oyuncularim artik antrenman alamayacak noktaya geldiginde kapatmayi hedefliyorum çünkü su an için kondisyon ve serbest atisin önemli oldugu tek lig bence TBL ve ben de en erken birkaç sezon sonra TBL'ye çikmayi hedefliyorum, yeni motorun disarda oynayan takimlara büyük avantajlar saglamasi yüzünden, Benim gibi süper defansif bir takimin bile bu yeni motora direnebilecegini sanmiyorum. O yüzden dis defanslari en az 2-3 kademe daha artirdiktan sonra çikacagim TBL'ye.

- İlerde takiminizi nerede görmek istersiniz?
- BEI'de BC Törööö ile final oynayip kazanirken görmeyi isterim..:)

- Bu söylesiye katildiginiz için tesekkür ederim hocam, basarilarinizin devamini dilerim.
- Blog'una beni konuk ettigin asil ben tesekkür ederim. Görüsmek üzere..

8/17/2009

Princeton Giriş

Buzzerbeater'ın en az kullanılan ve gerçek hayatta çok fazla disiplin isteyen princeton taktiğini enine boyuna tartışıcağız. Bu yazı bir ön hazırlık yazısı olduğu için bir kaç link vereceğim.

Wikipedia : http://en.wikipedia.org/wiki/Princeton_offense

Önümüzdeki günlerde detaylı açıklamalar tamamen Türkçe şekilde okumanızı bekleyecek.

Son dönemde NBA'de Orlando Magic'in oyunu da bu taktiği yakın zamanda popüler hale getirebilir. Ancak Orlando'nun playoff kadrosunu oyunda oluşturmak kolay bir şey değil.

Doğru pozisyonlara doğru yetenekleri seçmeli. Önümüzdeki yazılarda dediğim gibi bunların hepsine değineceğiz..

Bir kaç video :

NBA TV anlatım Eric Snow ile birlikte..
http://www.youtube.com/watch?v=X9WZoTYdsQEbe.com/watch?v=X9WZoTYdsQE"


Bizzat Princeton Üniversitesinden Princeton oyunu, (siyahlılar)
http://www.youtube.com/watch?v=4Yp4_EraSLw&feature=related

7/15/2009

İçeri mi bakmalı yoksa koşup vurmalı mı?




Bu senenin ilk anketinde 137 BB kullanıcı seçimini gösterdi. Sonuçlar şu şekilde :

137 Kullanıcının %29unu oluşturan 41 kişi içeri bak taktiğini tercih ediyor. İçeri bakın en büyük takipçisi ise koş ve vur. 34 kişi genellikle koş ve vur tercihini seçtiğini belirtmiş. Bunun dışında hareketli 23 kişi ile %16lık bir pay aldı. Genel olarak Türkiye camiası bu 3 taktik arasında paylaşılıyor diyebiliriz.

Benim tercihim ise, 'içeri bak' kolay uygulanabilir olması dolayısıyla başlarda büyük avantajlar sağlayabilir. Özellikle 2 pivot yetiştiren takımlar için. Koş ve vur ise tam bir üçlük çılgınlığı olması ve çoğu takımın dış defans sıkıntısı çekmesi açısından yararlı olabilecek bir taktik. Ancak uygun üçlük fırsatı bulunması ve içerde oynayacak yüksek maaşlı pivotlara para vermeyi sevmediğimden, tercihim hareketliden yana olacak. Hareketli uygulanması açısından tek bir oyuncunun pek çok şeyi yapmasını gerektiren bir taktik değil ancak işin özü gereği tüm takımın şut atmasını isteyen bir taktik.

Sonuçta 'hareketli (motion)' oyun tarzında pota altına fazla bakmıyorsunuz. Orta messafe ve uzaktan şutunuza güveniyorsunuz. Dış savunması kuvvetli takımlar sizi zorlayabilsede kilit oyuncular ile hareketli oyunda sıkıntı çekmiyorum.

6/29/2009

Kobe'nin Şampiyonluğu



Kobe Lakers'ı sonunda tek başına şampiyon yapmayı başardı. Shaq'in yokluğunda geçen yorucu yıllardan sonra tek başına neler yapabileceğini bir kez daha kanıtladı. Ama gerçekten de tek başına mıydı?

Lebron'un aksine Kobe'nin sıkıştığında topu verebileceği ve güvenebileceği oyuncular vardı. Pau Gasol final serisinde takımın sıkıştığı dakikalarda ağırlığını ortaya koyarak Orlando'nun hevesini kırmayı başardı. Orlando'nun kendine özgü 'princeton' oyunu Lakers gibi ağır bir takıma yetmedi. Nihayetinde Dwight henüz bu kategori için genç bir isim. Lakers'ın kurt hocası Phil Jackson takımına yaptırdığı etkili savunma ile Howard'ın oyununu adeta baltaladı.

Herkes Lebron gibi bir oyuncuya sahip olmak ister. Ancak başarı istiyorsanız takımı doğru inşa etmelisiniz. Bütün seri boyunca tek bir oyuncunuza güvenmek ve topu ona teslim etmek, topu teslim ettiğiniz kim olursa olsun intihardır.

Öteki yandan Orlando'dan gururumuz Hidayet Türkoğlu oyununun ne kadar geliştiğini bize pek çok kez göstermiş oldu. Orlando'nun en çok sıkıştığı dakikalarda Hido topa sahip olan isimdi. Hatta Lebron son saniye üçlüğünü atmasaydı, Hido apayrı bir konumda bile olabilirdi.

Ama ne var ki Hido'nun yüksek performansı Lakers karşısında oynadıkları seride yeterli olamadı. Kobe'nin arzusu tüm herkesi yerle bir etti.

Şimdi sizde sanıyorum, BB'de böyle bir oyuncu geliştirme hevesi içine gireceksiniz. Ama benim size tavsiyem; tek bir oyuncu ne kadar iyi olsa da muhakkak yan parçalarında onunla uyumlu olması gerektiği. Düşük liglerde yüksek skor ve rebound yapan oyuncu oluşturmak kolay. Ancak maaşı çok yüksek olsa da kimi oyuncular birinci liglerde sıkıntı yaşayabilir. Bu yüzden oyuncu geliştirirken oyun planınızı da gözden geçirmenizi tavsiye ederim.

Final serisinde Kobe pek çok pozisyonda topu alçak posttan alıp post-up yaparak oynadı. Bilginize..

5/12/2009

Yeni Motor Güncellemesi Ne Anlama Geliyor?

Biraz önce siteden verdiğim güncelleme haberi ile ilgili olarak sorular geldiğinden dolayı küçük akılda kalıcı bir yorum yapalım.

1. Blokçular artık savunmada arkadaşlarına yardım edebilecekler, yani bire bir savunmadıkları bir oyuncunun şutunu bloklayabilecekler veya şutunu bozabilecekler.

Bu demektir ki, blok kabiliyeti olan oyuncular artık ya blok ya da faul yapma etkisinden öte savunmada bir adım ön planda olacaklar. Artık 2-3 savunma yaptığınızda örneğin, içeride oynayan blok kabiliyetli kısa forvetiniz rakibin uzun forvetini vaya pivotunu bloklayabilecek.

2. Mevcut ribaunt modelimizi, ribauntçuların bireysel mücadelelerini daha iyi yansıtacak şekilde değiştirdik. Umuyoruz ki bu model daha gerçekçi, anlaşılır olacak ve değişik yetenek seviyeleri arasında düzgün bir dağılım gösterecek.

Artık ribauntların yeteneklere dağılımının daha belirgin olması, verimli ribaunt kabiliyeti olan oyuncu ile üstün olan arasındaki farkı ortaya koyacak. Üstün olan oyuncu verimli ile mücadele ederken daha çok zorlanacak. Ancak daha önemlisi korkunç ribaunt özelliği olan oyunkurucunuz artık 4-5 ribaunt alamayacak.

3. Ev sahibi avantajı ve istekliliğin etkilerini yetenek seviyesine göre değişiklik gösterecek şekilde ayarladık. Çok yetenekli takımlar için bu etkiler azaltılacak, orta karar takımlar için değişiklik olmayacak, daha zayıf takımlar için bu etkiler birazcık arttırılacak. Bunun yanında, ev sahibi avantajını öyle bir duruma getirmek istiyoruz ki her ligde ev sahibi takımların maç kazanma yüzdesi aşağı yukarı eşit duruma gelsin.

Ev sahibi avantajı ve de isteklilik artık sezonun genelinde stratejik rol oynaması gereken bir seçenek. Zayıf takımlar bu şekilde hem evlerinde maç kazanmayı başarabilir hem de deplasmanda isteklilik ile rakibi zorlayabilir. Ligin çok üzerinde kalitesi olan takımlar ve orta seviye takımlar için bir fark yaratacağını düşünmüyorum.

4. Alan savunmalarıyla ilgili modelimizi, topa sahip olan oyuncunun savunmacısını daha zekice seçecek şekilde güncelledik. Artık alan savunmalarında şutu savunan oyuncu, şutu kimin attığından çok şutun nereden kullanıldığına bağlı olarak seçilecek.

Güncellemenin en önemli konusu alan savunmaları aslında. Öyle sanıyorum ki alan savunmaları gerçek alan savunmasına yakın değerler verecek. Maç değeri olarak görünmese de içeriyi kapatmak adına yapılanlar işe yarayacaktır. Blok etkisinin de katılması ile 2-3 savunmalarda 3 pivotu içeride görebiliriz.

Son olarak assist / top kaybı sayılarının genel olarak arttırılacağı haberi pas yapmayan takımlar için iyi bir haber gibi görünse de pas yeteneğini ön plana çıkartacak bir şey olarak algılayabiliriz. Diğer yandan top tutma ve top sürme kabiliyetleri yine önem teşkil edecek. Özellikle top tutması olmayan uzunların artık piyasada tutunması zorlanacak gibi görünüyor.

Oyun Motoru Güncellemesi

Bu sezonun başında açıkladığımız gibi, bugün maç motorunun güncellenmiş bir versiyonunu sadece hazırlık maçları için aktif hale getirdik. Bu değişiklikler 9. Sezon başında kalıcı olarak tüm maçlar için aktif hale getirilecek. Sezon sonuna kadar maç motorunun bu versiyonu üzerinde ince ayarlar yapacağız ve bazı değerleri modifiye edeceğiz. Güncellemeler şu şekilde:

1. Blokçular artık savunmada arkadaşlarına yardım edebilecekler, yani bire bir savunmadıkları bir oyuncunun şutunu bloklayabilecekler veya şutunu bozabilecekler.

2. Mevcut ribaunt modelimizi, ribauntçuların bireysel mücadelelerini daha iyi yansıtacak şekilde değiştirdik. Umuyoruz ki bu model daha gerçekçi, anlaşılır olacak ve değişik yetenek seviyeleri arasında düzgün bir dağılım gösterecek.

3. Ev sahibi avantajı ve istekliliğin etkilerini yetenek seviyesine göre değişiklik gösterecek şekilde ayarladık. Çok yetenekli takımlar için bu etkiler azaltılacak, orta karar takımlar için değişiklik olmayacak, daha zayıf takımlar için bu etkiler birazcık arttırılacak. Bunun yanında, ev sahibi avantajını öyle bir duruma getirmek istiyoruz ki her ligde ev sahibi takımların maç kazanma yüzdesi aşağı yukarı eşit duruma gelsin.

4. Alan savunmalarıyla ilgili modelimizi, topa sahip olan oyuncunun savunmacısını daha zekice seçecek şekilde güncelledik. Artık alan savunmalarında şutu savunan oyuncu, şutu kimin attığından çok şutun nereden kullanıldığına bağlı olarak seçilecek.

5. Simulasyonumuzu daha gerçekçi hale getirmek adına, BuzzerBeater''daki toplam asist oranı arttırılacak.

6. Aynı şekilde, simulasyonumuzu daha gerçekçi hale getirmek adına, BuzzerBeater''daki toplam top kaybı oranı da arttırılacak.

4/11/2009

Yeni Başlayanlar için Ekonomiyi Toparlamak


Oyuna başladığınız andan itibaren milyonlar dolar ile oynamıyorsunuz. Belli kısır bir kaynağa sahip ucuz bir takımın başında başlıyorsunuz. Peki kısa sürede ekonomiyi nasıl canlandırabilirsiniz?

Öncelikle takımın gelirlerini ve giderlerini bilmelisiniz.
Gelirler :
- Maç hasılatı (Salon gelirleri, bilet fiyatları)
- Lisanslı ürün satışı (Takım ürünlerinin satışı)
- Tv kontratları (Sabit Tv gelirleri)
- Transferler
- Kupa geliri
Giderler:
- Oyuncu maaşları
- Personel maaşları
- Oyuncu izleme
- Transferler

Bu listeye baktığınızda gelirlerin ve giderlerin ne kadar birbirleri ile bağlantılı olduğunu görüyor olmalısınız. Maç hasılatını arttırabilmeniz için sürekli maç kazanmalı, salonu en uygun bilet fiyatları ile doldurabilmelisiniz. Bu arada genç oyuncunuzu yetiştirmeli, kupada ilerlemeli kupadan gelir elde etmeli, sizi başarıya sürükleyen oyuncularınıza maaşlarını ödemelisiniz.

Ne kadar çok başarı o kadar pahalı oyuncu ve personel demektir. Yani oyuncu ve personel maaşlarını kısıp bir maç kazanır bir maç kaybederseniz, ekonomi yapıyorum derken bir bakmışsınız salon dolmuyor, bilet fiyatlarını düşürürsünüz, o zaman da geliriniz azalmaya başlar.

Ekonominin kısır olduğu dönemlerinizde en ucuza en düşük maaşlı en çok verimi alabileceğiniz adamları seçin. örneğin ribaundu olan oyunkurucuyu şimdilik es geçin, ya da yaşlı bir oyuncu alın. Tecrübesi olan oyuncu mevcut yeteneğinin üzerinde oynayabilir. Tabi yetenek düşüşü gibi dezavantajı olsa da oynadığı dönemde sizi 5.ligten 2.lige kadar taşıyabilir. Ancak 2.ligte işler değişecek. Bu yüzden 2.lige çıkana kadar ekonomiyi sağlama bağlamak lazım.

Ne yapmalıyım?
  1. Hemen antreman vereceğiniz bölgeyi belirleyin. Satacağınız ve daimi oynatacağınız oyuncunuzu seçin, kısa sürede yetiştirmeye başlayın.
  2. 3.ligin altında bir takımsanız, çok fazla transfer ihtiyacınız olmayacaktır. Paranızı çar çur etmeyin, ribaunt alan taktiğinize göre skorer yada defans yapan bir pivot alın. (güçlü güçlü iyi gibi)
  3. Pivot yetiştirecekseniz tabi ki, oyunkurucu veya şutör guard almak faydalı olacaktır.
  4. Kupada ilerleyemediğinizi varsayarsak, büyük takımlara rahat(kupada) ol çıkın, ligte çiğneme zamanı çıkmaktan korkmayın.
  5. Öceliğiniz oyuncu yetiştirmek olacağından, antrenörü 4-5lik bir şey seçin, diğer personele şimdilik ihtiyacınız yok. İşlere düzene girince ilk işiniz asistan menecer almak olsun.
Ekonomiyi nasıl sabitlerim, düzenli gelir nasıl elde ederim?

Haftalık düzenli gelirleriniz Haftalık düzenli giderleriniz

Maç hasılatı + lisanslı ürün satışı = Oyuncu maaşları + personel ücretleri + oyuncu izleme

Bu denklemi eşitlediğiniz de, tv gelirleri ve kupadan gelen paralar kasanızda birikmeye başlar. Ancak daha büyük liglerde daha çok harcamanız gerekecek.

Bütün sezon oyuncu izlemenize gerek yok örneğin. 5.000$'ı 5.000$'lık bir oyuncu alarak kapatabilirsiniz. Düşük liglerde 5-10.ooolik oyuncular iyi işler yapabilir.

3/19/2009

DRAFT #2

ÇAYLAKLAR

Drafttan oyuncularımızı çektik. Peki şimdi ne yapacağız? Bu oyuncuların hangilerini takımda tutmalı hangisine antreman vermeli ya da hangisini satışa koymalı?

Yeni başlayan bir oyuncu olduğunuzu varsayarak devam ediyorum. Şimdi gelen oyuncularınıza ve onlar olmadan önce antreman verdiğiniz oyuncuları karşılaştırın. Yetenekleri maksimum iyi olan çaylak oyuncularınızdan antreman verdiğiniz bölgedeki oyunculara yakın & benzer olanları takımda tutmanız yararlı olacaktır. Elbette ki bunu çaylak oyuncunun da antreman alabileceğini göz önünde bulundurarak yazıyorum. Oynamayacak ise oyuncuyu tutmanın bir anlamı yok.

Diğer bir bakış açısı da çaylakların gelebilecekleri düzeye göre sıralamak.

- Milli takım potansiyeli olan hem potansiyeli hem yetenekleri yüksek oyuncu.
- Potansiyeli yüksek yetenekleri düşük oyuncu
- Potansiyeli düşük yetenekleri yüksek ve kaliteli oyuncu
- 3-4 özelliği vasat 18 yaşındakiler
- Çöpler

Her türlü durumda ilk kategoriye girenleri yüksek fiyattan satabilirsiniz. Ancak şanslıysanız antreman verdiğiniz bölgeye uygun elemanlarsa bu sizin antreman programınızı da sıkıntıya sokar.

2. sırada bulunan oyuncular genelde emek isteyen oyunculardır. Bunlar için tavsiyem eğer takımda özellikle Türk oyuncu ağırlıkta olsun demiyorsanız. Kısa bir süre antreman verip sezon ortasında satmanız. 18 yaşında ise rağbet görecektir.

3. sırada genç yaşta profesyonel oyuncu olmuş erken olgunlaşanlar var. Unutmayın, oyuncu 20 hatta 21 yaşında bile potansiyeli kendisinden yüksek olan oyuncular ile eşdeğer antreman alır. 2 sezon antreman verdiğinizde çok iyi bir oyuncu elde edebilirsiniz. İlerde de kaliteli bir 6.adam ya da yedek oyuncunuz olmuş olur. Zaten oyuncu 21 yaşına kadar düzenli antreman aldıysa bu saaten sonra size para da kazandırır.

Bir diğer zor seçim ise üç dört özelliği vasat zayıf ve işe yaramaz olan ortalama oyuncular. Baktığınızda ; 'Ben bunu nerede oynatacağım?' dediğiniz tiplerden. Bu oyunculara antreman vermek için özellikle 18 yaşında olmalarına dikkat edin yoksa boşa kürek sallamış olursunuz. En iyi getiri 18 yaşında antremana başlamış oyunculardan gelir. Bu oyuncuları ise, transfer yapacak paranızın olmadığı zaman takımda tutmanızı tavsiye ediyorum.

2/14/2009

DRAFT #1

Draft seçimleri playoff maçları başlar başlamaz düzenlenmek üzere menümüzde açılıyor. Peki ne yapıyoruz bu numaraları sıralayarak?

Öncelikle oyuncuların gizli tutulabilmesi için isimlerini göremiyoruz. Görebilseydik, pek çok takımın aralarında konuşup oyuncuları paylaştığını da görürdük. Bu yüzden oyuncuların isimlerini görememek bir gereklilik.

Nedir sorusunun cevabı : Drafta sezon başında 3 tane olmak üzere seçeceğiniz genç oyuncularınızdır. NBA'yi takip edenler bilir. Her sezon bittiğinde, yeni sezon başlamadan önce takımlar en başarısızdan, başarılıya göre kura usulü sıralanır. BB'de ise direk olarak galibiyet&mağlubiyet sırasına göre sıralanıyoruz.

Geleceğe yatırım yapmak isteyenler drafttan iyi oyuncu çekmek isteyecekler. Ya da iyi bir genç oyuncuyu yetiştirmeden de iyi fiyatlara satabilirsiniz.

Drafttan daha çok oyuncunun potansiyel-yıldız özelliği ve yaşını görebilmeniz için antreman menüsünden yatırım yapmanız gerekmektedir. Her ne kadar yüksek liglerde oyuncu kalitesinin düştüğü düşünülse de mutlaka 1 ya da 2 en değerli oyuncu bulunuyor draftta. Düşük liglerde bu sıra biraz daha artış göstermekte.

Düşük liglerde yeni başlayan ve ilk 2'ye oynamayan her takıma en azından haftalık 5.000$ yatırım yapmalarını öneriyorum.

'III. ve IV. liglerde seçebileceğiniz oyuncular takımınız için ilerde hayati öneme sahip olabilir.'

1/28/2009

8. Sezon Prologue

EKONOMİ

Ekonomi dar boğazda. Bunu bize anlatan da transfer piyasasının ta kendisi. Çoğu takımda yeterli transferleri yapacak para kalmadı. Oyun yöneticileri geçen sezonlarda pek çok kesinti ve ekonomik önlemler almışlardı enflasyonu engellemek adına. Bu sezon bir sürü retired (free agent, takımdan ayrılmış oyuncu) oyuncu transfer piyasasında kendisine alıcı buldu. Bu oyuncular için ödenen paralar sistemdeki kara deliğe gitti.

Ardından yeni özellikli personeller ve yeni seviye personeller ortaya çıktı. Artık takım sahipleri personel için de transfer ücretleri veriyordu. Ayrıca iyi personeller her hafta maaş artışı istiyordu. Takımların pek çoğu bu ekonomik önlemler karşısında istedikleri gibi büyüyemedi. Büyük takımlar personele milyonlar harcadı ve haftalık ücretleri sadece personel için 60,000 civarında.

Piyasada uzunların sayısı giderek arttı. Takımların pek çoğu başarının içeriden oynamak olduğunu düşünüyor. Bunun aksine Türkiye liginin tamamında yetenekli oyunkurucu bulmak çok zor. Takımların %70'i uzun oyuncu yetiştirirken %20'si kısa oyunculara sadece şut daha da doğrusu skor ağırlıklı antreman veriyor.

Türkiye'nin milli takımlarda eksiklik çektiği en önemli yetenek türü iç-dış defans. Milli takıma oyuncu yetiştirecek takım sahiplerinin artık 'defans' antremanı bilincine kavuşmasını istiyoruz. Çünkü rakibi durdurabilecek tek şey defans kabiliyetidir. Ve defans açığı diğer yetenekler gibi kolayca kapatılabilecek bir şey değil. Defans antremanı zor geliştirilen bir basamak ancak getirisi göründüğünden daha büyük. Son saniyelerde yapılacak iyi savunmanın değeri paha biçilemez.

Uzun yetiştirmek kolay demiştim. Evet, hemen herkes kısa yoldan bir sezonda oyuncu yetiştirip hem başarıyı hem iyi bir ekonomik gücü beraberinde getiriyor. Lakin, bu devirde yakın zamanda kapanmak üzere. Uzun oyuncular tüm dünya genelinde ve özellikle de Türkiye'de uçmuş durumda. Başarı isteyen her takımı incelediğinizde en çok parayı pivotların aldıklarını göreceksiniz. Bunun nedeni sadece üç yeteneğine odaklanılmış oyuncuların (kimisi sadece tek özelliğine) sonsuza giden antreman almış olmaları. Ama malesef çoğu oyuncu aslında 'kabız' diyebileceğim yeteneklere sahip. Şöyle ki; devasa iç şutu olan bir oyuncu takımın en yüksek maaşını almasına rağmen top tutma ve top sürme özellikleri korkunç, berbat gibi değerlerde olduğundan sıkı savunma karşısında 5-6 top kaybı yapabiliyor. Maçın sonunda attığı 20-25 sayı bu eksiğini kapatabiliyor mu acaba?

TAKIM SAHİPLERİ YAVAŞ YAVAŞ ÇOK ÖZELLİKLİ OYUNCULARA DÖNÜYORLAR.

Olması gereken de bu. Artık yeni sezonla birlikte takım sahipleri oyuncularının diğer özelliklerinin de belli bir minumum değere sahip olmasını istiyor. 'işe yaramaz ve zayıf' (4-5) gibi. Çünkü korkunç özelliği olan bir oyuncu o alanda kelimenin tam manası ile sıfır (0).

Bu, serbest atış ise milyonda sıfır. Pas vermek ise 100 maçta sıfır assist demek. Ayrıca pas verirken yapacağı top kayıpları demek yanında. Bu yüzden oyuncunuzu geliştirirken iki kere düşünün. Yüksek maaş dezavantajı da cabası.

TÜRKİYE ŞUTÖR ÇÖPLÜĞÜ

Türkiye'deki tüm takımlar skor yapan oyunculara bayılıyor. Bu yüzden ilk beş sezon boyunca yetişen tüm oyunculara kendi liglerinde öyle ya da böyle 20-25 sayı atma kapasitesine sahip tek yönlü oyuncular. Bu oyunculardan bir kısmı genç milli takımda ve satılıkta olanlara baktığımda şutörlerden birisinin savunması vasat. Vasat sizce milli takımda oynayacak olan bir oyuncunun defans değeri olabilir mi?

Bunun dışında değerli şutörlerimizden hiç biri pas atmasını sevmiyor. Üstüne öyle tahmin ediyorum ki nasıl pas atacaklarını da bilmiyorlar. Guard oynayan oyuncularımız işe yaramaz, zayıf gibi pas değerlerine sahip. Yegane oyunkurucumuzun becerikli pası olduğunu gördüğümüzde bunu yadırgamıyorum elbette. Malesef içler acısı bir tablo.

Tüm oyuncular aşağı yukarı bu haldeyken drafttan 'iyi' pas ile çekilmiş uzun oyuncular maçlarda en çok assist yapan oyuncu konumunda olabiliyorlar. Burda da bu oyuncuları çok iyi görmek ikinci bir göz yanılgısı olarak ortaya çıkıyor.

YENİ SEZONDA OYUNKURUCU YETİŞTİRMEK EN KARLI YÖNTEM

Etrafta bir sürü pivot, şutör guard ve de az çok iç-dış savunmalı ribaunt alabilen skorer kısa forvetler varken 8. sezonun en karlı takımları kısa yetiştiren takımlar olacak diyebiliriz. Ayrıca pas verme kabiliyeti global olarak en az yetiştirilen yetenekler arasında. Benzer yeteneklerde oyunkurucular ve pivotlar arasında oyunkurucuların lehine 1 milyon fark olması bize bunu gösteriyor.

Son olarak, oynanan all-star maçlarında seçilen 4 oyunkurucuya bakın, hangisi gerçekten oyunkurucu olarak oynuyor?

1/02/2009

Advanced : İçeri Bak

BB'nin pivot yetiştiren oyuncularının belki de tamamının kullandığı taktik, içeri şut özelliği iyi olan oyuncularınız varsa şu ana kadar en güvenilir görünen taktiktir. Aynı zamanda uzunlarında top tutma, sürme ve pas özellikleri bulunan takımlar hem rakibe faul yaptırabilir hem de pas seçenekleri ile orta mesafelerden kolay şutlarda bulabilir.

Bunun dışında pası iyi olan guardlarınız uzunlarınızı alley-opp için bol bol görecektir. Yedek uzunlarınızın da en azından skorer olmasında fayda var. 2.ligler içinde heybetli ve üstü yetenekli oyuncular 20-35 sayı aralığında skor sağlayabilir.

Bu taktiğin dezavantajı üçlük atışlarının dengesiz ve dolayısıyla kalitesiz yapması. Normalde koş ve vur oynayıp yüksek yüzde ile üçlük atan takımlar bu taktikle az deneselerde üçlük yüzdeleri de sayı ile birlikte düşmektedir. Dikkat.

Advanced : Hareketli

Hareketli, dışarıdan oynanan bir taktik. Ancak koş ve vur kadar üçlük kullanılan bir taktik değil. Bu taktik daha çok orta mesafe şutların kullanıldığı bir seçenek. Üçlük becerilerinize güvenmediğiniz ve rakibin içeriyi kapattığından emin olduğunuz maçlarda başvurabilirsiniz.

Tempo olarak koş ve vurdan yavaş, topu götür ile yakın skorlar elde edebilirsiniz. Skor düzeyi oyuncuların değerine göre değişse de ortalamadan biraz yüksek diyebiliriz. Ancak rakip 3-2 ile kolay şekilde oyun gidişatınızı bozabilir. Dikkat.